TED Aliağa Koleji tarafından Aliağa’da düzenlenen “Gerçeğin İzinde Ermeni Sorunu” adlı seminerde, Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları bilimsel ve tarihsel kanıtlarla bir kez daha çürütüldü. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Ermeni Araştırmaları Enstitüsü (ERAREN) Uluslararası İlişkiler uzmanı Mustafa Serdar Palabıyık, Ermeni diasporasının iddialarının bilimsel, hukuksal ve tarihsel dayanaktan yoksun olduğunu ifade etti.
TED Aliağa Koleji, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Ermeni Araştırmaları Enstitüsü (ERAREN) Uluslararası İlişkiler uzmanı Mustafa Serdar Palabıyık’ın katılımıyla “Gerçeğin İzinde Ermeni Sorunu” adlı bir seminer programı gerçekleştirdi. PETKİM Kültür Merkezi’nde düzenlenen seminere, TED Aliağa Koleji Vakfı Başkanı ve Aliağa Ticaret Odası Başkanı Adnan Saka, TED Aliağa Dernek Şube Başkanı Av. Akif Akça, Öğretmenler, veliler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
SOYKIRIM NİTELEMESİ YAPILAMAZ…
Seminerde anlatımını görsel sunum eşliğinde yapan Mustafa Serdar Palabıyık, Ermeni sorununun; tarihi, hukuki, sosyal, uluslar arası ilişkiler ve psikolojik boyutuyla bütüncül ele alınması gerektiğini dile getirerek, “1915 olayları, asla bir soykırım olarak nitelendirilemez. Çünkü bunun çok güçlü bir hukuki yanıtı var. Bu yanıt; 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması sözleşmesinin 6. maddesinde gizlidir. Bu maddede, bir olayın soykırım olarak nitelendirilmesi için yetkili bir mahkeme kararının olması gerektiği belirtilir. 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendiren bir mahkeme kararı günümüze kadar alınmış değildir. Dolayısıyla hukuki olarak bakıldığında 1915 olaylarının soykırım olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Zaten günümüzde soykırım olduğunu söyleyenler bunu hukuki temelle değil, siyaseten söylemektedirler.”
Palabıyık aynı anlaşmanın 2. maddesine göre de “Bir suçun soykırım olarak değerlendirilmesi için ‘bir toplumu ortadan kaldırma amacı’ taşıması gerekiyor. Ama 1915 tehcirinde böyle bir amaç asla söz konusu olmadı” dedi. Bugüne kadar Yahudi Soykırımı, Ruanda Soykırımı ve Bosna Hersek Srebrenitza katliamının soykırım olarak kabul edildiğini kaydeden Palabıyık, “1915 olaylarında, bir toplumu ortadan kaldırma amacı yoktur. Hatta, Balkan Savaşları’nın sürdüğü zorlu 1913 yılında Osmanlının Dışişleri bakanı Gabriel Noradunkyan bir Ermeniydi. Osmanlı’da Ermeniler toplumun her zaman saygınlık gören, güvenilir bir topluluğu olarak kabul edilmiş, Darphane, baruthane gibi stratejik önemdeki kurumlar Ermeni Bürokratlar tarafından yönetilmiştir. 1915 tehciri sırasında İstanbul’daki Ermenilere de dokunulmamış, huzurlu bir şekilde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. O halde, 1915 tehcirinde Ermenileri yok etmeye dönük bir amaç söz konusu olmadığından bir soykırımdan asla söz edilemez” dedi.
Konuşmasını Almanya tarihi ile Osmanlı tarihini karşılaştıran sunum eşliğinde sürdüren Palabıyık, “tüm tarihi belgeler göstermektedir ki 1915 olaylarında bir topluluğu yok etme kastı bulunmadığından kesinlikle soykırım olarak nitelenemez” dedi.
Ermenilerin toplumda zenginleştiğini, Osmanlı yönetiminde yüksek makamlarda görev yaptıklarını söyleyen Palabıyık, Ermenilerin, 19. yüzyıldan itibaren gücünü kaybeden Osmanlılar'a karşı bağımsızlık için ayaklandıklarını ve Ermeni terör çetelerinin Birinci Dünya Savaşı'nda Rusya ve Fransa ile işbirliği yaparak Osmanlı ordusuna karşı savaştıklarını, kurdukları çetelerle pek çok kişiyi öldürdüğünü, bunun üzerine tehcirin gündeme geldiğini kaydetti.
TED Aliağa Koleji Öğrencilerinin de sorularıyla zenginleştirdiği seminerin sonunda TED Aliağa Şubesi Başkanı Av. Akif Akça, Mustafa Serdar Palabıyık’a günün anısına plaket takdim etti.