London School of Economics and Political Science (LSE) Avrupa Enstitüsü bünyesinde kurulmuş olan “Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsü” 1. Danışma Kurulu Toplantısı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin evsahipliğinde, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde yapıldı.
Danışma Kurulu Toplantısı öncesinde, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun evsahipliğinde, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Doğan Gazetecilik A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, AKFEN Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ve Şafak Akın ve LSE Avrupa Enstitüsü Direktörü Prof. Kevin Featherstone’un katıldığı bir basın toplantısı düzenlendi.
Basın toplantısında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Avrupa Birliği Üye Devletleri’nin halklarına çağdaş Türkiye’yi, önyargılardan arındırılmış, objektif bir biçimde anlatmak gerektiğini vurgulayarak, “Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsü, dünyaca ünlü siyaset ve fikir adamlarının okulu olarak bilinen LSE’nin, Avrupa’dan ve dünyanın diğer birçok ülkesinden gelen, geleceğin kanaat liderleri olacak öğrencilerine, Türkiye’yi doğru tanıtma ve anlatma yönünde önemli bir katkı sağlayacaktır” dedi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun konuşması şöyle:
“Bugün, dünyanın saygın üniversitelerinden biri olan London School of Economics (LSE) bünyesinde kurulmuş olan “Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsü”nün birinci Danışma Kurulu Toplantısı için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu toplantının ev sahipliğini Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde gerçekleştirmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Tüm değerli konuklarımıza ve LSE Avrupa Enstitüsü Direktörü Prof. Kevin Feather stone’a hoş geldiniz diyor; sizleri şahsım ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği adına saygıyla selamlıyorum.
Türkiye’nin dış ticaretini sürekli artırdığı, önemli bir ticaret ortağımız olan İngiltere; gerek ekonomisi gerek sahip olduğu kültür birikimi açısından Avrupa kimliğinin belirleyici bir yapı taşıdır. İngiltere, Avrupa Birliği üyelik sürecinde Türkiye’ye her zaman destek vermiş ve Türkiye’nin yanında yer almış bir ülkedir. İngiltere’nin, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı sırasında Türkiye’ye verdiği güçlü destek takdirle karşılanmıştır.
Dönüşüm sürecini sürdüren Türkiye, AB üyeliği hedefine bağlı ve reform sürecini sürdürmeye kararlıdır. Bu yeni dönemde de, Türk iş dünyasının çatı kuruluşu olarak, biz, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinde başarıya ulaşması için elimizden geleni yaptık ve yapacağız. Ülkemizdeki en küçüğünden en büyüğüne kadar 1.3 milyon üyesiyle özel sektörün çatı kuruluşu olan TOBB bu yönüyle Türk ekonomisinin atar damarını oluşmaktadır. Sahip olduğumuz bu etkin iletişim ağından aldığımız ivme ile, İngiltere ve onun LSE gibi saygıdeğer kuruluşlarıyla ilişkilerimizin geliştirilmesine özel önem veriyoruz.
Yurt içinde eğitime katkı bağlamında önemli roller üstlenen Birliğimiz, yurtdışında da Türkiye’nin, verilebilecek en kaliteli eğitimle tanıtılması amacına ulaşmaya çalışmaktadır. Ticari anlamda Türk özel sektörünün dünyaya açılımında üstlendiği rolle ön planda olan Birliğimiz, eğitim alanında da uluslararası imkanları yerele taşıyan ve yerel ile küresel arasında bağlantı kuran bir konuma sahiptir.
Eğitime verdiğimiz bu önemin ve üstlendiğimiz bu rolün en önemli örneklerinden biri de, bugüne dek mezunlarından yedisi Nobel ödülü almış, yalnız Avrupa’da değil, Dünya çapında tanınmış bir öğrenim kurumu olan LSE bünyesinde kurulan bu Kürsü’dür. Kürsü’nün açılışı 27 Ekim 2005 tarihinde, Sn. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Londra’da gerçekleştirilen bir toplantı ile ilan edilmiştir. İnanıyorum ki, bu kürsü iki ülke arasındaki yakın siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerin de güçlenmesine katkı sağlayacaktır.
Bildiğiniz gibi, “Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsü”, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Aydın Doğan Vakfı ve Afken Holding’in katkılarıyla kurulmuştur. Bu süre içinde Kürsü’nün başına, bir yıllığına değerli akademisyen Prof. Dr. Şevket Pamuk atanmıştır.
“Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsü”nü iki yıl önce kurarken önemli amaçlarla yola çıktık:
- Avrupa kamuoyunun çağdaş Türkiye ve Türkiye-AB ilişkileri hakkında tarafsız, sağlıklı bilgiye erişimini sağlamak;
- kürsü bünyesinde, Türkiye-AB ilişkileri hakkında akademik kalitesi yüksek araştırmalar yapılmasına ve konu hakkında uzmanlar yetiştirilmesine olanak sağlamak,
- Avrupa’daki siyaset, medya ve iş dünyası çevrelerine çağdaş Türkiye’yi tanıtmak bunlardan başlıcalarıydı.
Kürsünün, İngiliz Üniversitelerinde halihazırda var olan Türk Kürsüleri’nden farkı; çalışmalarını, Cumhuriyet dönemi Türkiyesi odaklı yapacak olmasıdır. Diğer Kürsülerin ağırlıklı olarak Osmanlı Dönemine yoğunlaşması, bu Kürsünün ise modern Türkiye üzerine araştırmalar yapacak olması, bu anlamda, kürsünün “Avrupa'da bir ilk” olmasına yol açmıştır.
Bir diğer ilk de, LSE’nin Avrupa’da sosyal bilimler alanında hem Türk hem de Yunan Kürsüsü bulunduran ilk üniversite haline gelmesidir. Bunun Türk-Yunan ilişkilerinde ihtiyaç duyulan anlayış birliğine ulaşılması amacına katkıda bulunacağına inanıyorum. Türk işadamları olarak, Avrupa Birliği üyelik sürecinde en çok üzerinde durulması gereken konulardan birinin, ülkemizin ve Türk iş dünyasının tanıtımı olduğunun bilincindeyiz. Bu sorumlulukla harekete geçtik. Burada, tanıtımın tek taraflı olmaması gerektiğini özellikle vurgulamak isterim.
Avrupa Birliği Üye Devletleri’nin halklarına çağdaş Türkiye’yi, önyargılardan arındırılmış, objektif bir biçimde anlatmak gerektiği düşüncesindeyiz. Biz kendi üniversitelerimizde, gençlerimize Avrupa Birliği’ni doğru bir biçimde anlatmak, tanıtmak için elimizden geleni yapmaktayız. Avrupa’da bu anlamda, eğitim alanında doldurulması gereken bir boşluk vardır. “Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsü”, dünyaca ünlü siyaset ve fikir adamlarının okulu olarak bilinen LSE’nin, Avrupa’dan ve dünyanın diğer birçok ülkesinden gelen, geleceğin kanaat liderleri olacak öğrencilerine, Türkiye’yi doğru tanıtma ve anlatma yönünde önemli bir katkı sağlayacaktır.
Unutulmamalıdır ki, eğitime yapılan yatırım, en önemli yatırımlardan birisidir. Atatürk’ün kurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti, geçtiğimiz seksen yıllık dönüşüm sürecinde, batı ülkelerinin sahip olduğu muasır medeniyet seviyesine erişmiştir. Ancak ne yazık ki toplumun ulaştığı seviye ile Türkiye’nin dışarıdaki imajı aynı paralelde seyretmemiştir. Bazen yurtdışında ülkemizin 300 yıl önce kullanılan semboller ile tasvir edildiğine şahit olabiliyoruz. Özelikle Kıta Avrupa’sında Türkiye’nin AB’ye katılımıyla ilgili önyargılı ve abartılı endişeler bulunmaktadır.
LSE Çağdaş Türkiye Çalışmaları Merkezi’nde yapılacak akademik çalışmaların bu endişelerin giderilmesine katkı sağlayacağını umuyorum. Kısa zamanda, AB’ye katılım sürecinde önemli aşamalar kaydedeceğimize ve bu süreçte LSE Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsü’nün, çalışmalarımıza azami katkısının olacağına inanıyoruz.
AB ile katılım müzakerelerini yürüten bir ülke olarak Avrupa’nın geleceğine ilişkin yürütülen her tartışma bizim Avrupalı geleceğimizi de etkileyecektir. Avrupa’nın geleceğiyle ilgili tartışmalarla Avrupa’da kurduğumuz bu akademik üs aracılığıyla da bağlantıda olacağız. Yurt içinde etkinlikle sürdürdüğümüz eğitim çabalarını, yine ülkemizin refahı ve Dünya ölçeğinde layık olduğu yeri alabilmesi amacıyla yurt dışında da sürdürmemize yardımcı olacak LSE Türk Kürsüsü Danışma Kurulu’nun ilk toplantısının hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”