Hayvancılığa ırk bazında destek geliyor

09.04.2007
  •  A 
Bitkisel üretimde havza bazlı teşvik vermeye başlayan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı hayvan başına kültür, melez ya da yerli olmak üzere ırk bazında verecek.

Bitkisel üretimde havza bazlı teşvik vermeye başlayan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı hayvancılıkta da benzer bir uygulamaya hazırlanıyor. Bakanlık desteği hayvan başına kültür, melez ya da yerli olmak üzere ırk bazında verecek.

 

De Laval Hayvancılık Ekipmanları ve Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından Shareton Çeşme Oteli Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen "Kaliteli Süt İçin Elele Geleceğe" konulu toplantıya katılan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, "2002'de 75 milyon YTL olan hayvancılık teşviklerini sürekli artırarak geçen yıl 750 milyon YTL'ye çıkardık. Üstelik verimliliği, kaliteyi, yüksek standardı yakalamak için destekleme çeşitlerini artırdık. Son olarak projenin yüzde 50 bedelini hibe ettiğimiz kırsal kalkınma desteklerine soğutma tankı ve soğutma zinciri yatırımlarını da dahil ettik" dedi. 2008'de hayvancılıkla ilgili desteleme sisteminde temel bir değişiklik yapacaklarını da anlatan Eker, "Hayvan başına destek vereceğiz. Kültür ırkını, melezi ya da yerli ırkı ayrı kefeye koyup kaliteli, verimli hayvanlara daha çok destek sunacağız. Bitkisel üretimde havza bazlı destekleme modelinde pilot uygulamaya başladık. Bunun havyancılığa yansıması ırk bazında destekleme modeli olacak" şeklinde konuştu.

 

Tarım sektörü için verilen destekleri 2002'den bu yana 3 kat artırdıklarını söyleyen Eker, "1.8 milyar YTL'lik desteği 5.3 milyar YTL'ye çıkardık. Ama bundan daha önemlisi destekleme anlayışının değişmiş olması. Biz, verimliliği, kaliteyi teşvik ediyoruz. Yağlı tohumlarda 2002'de 186 milyon YTL olan prim desteği 1 milyar YTL'yi aştı. Önümüzdeki ay 1.1 milyar YTL'lik prim ödemesi yapacağız" diye konuştu.

 

Türkiye'de son 4 yılda hayvan varlığının artmamasına karşın süt üretiminde büyük bir artış olduğunu ifade eden Eker, bunu da mera alanlarının geliştirilmesine ve yem bitkisi desteklerine bağladı.

 

'Okumuş çocuklar' da kayıtdışı alıyor

Hayvan hastalıklarıyla mücadelede konusunda da pek çok çalışma yaptıklarına dikkat çeken Eker, "Ne yazık ki Türkiye bir ada ülkesi olmadığı için hayvan hastalıklarıyla mücadele 3-5 yılda sonuçlandırılabilecek bir konu değil. Bu sadece bakanlığın, hükümetin ya da sektördeki örgütlerin görevi değil. Kayıtdışında da aynı şeyi yaşıyoruz. 11.5 milyon tonluk üretimin sadece 3.5 milyon tonu işleniyor. Kalanın büyük bölümü sokak sütü olarak satılıyor. Bunu bir de hakiki köy sütü diye pazarlıyorlar. Üstelik alıcıların hepsi okumuş çocuklar, diplomalı, iş güç sahibi insanlar. Tarımı geliştirme aynı zamanda hayatı geliştirme çabasıdır. Görev herkese düşüyor. Sütümüzü kayıt altına alamazsak AB'ne üye olduğumuzda kotalarla ilgili ciddi sıkıntı yaşarız." görüşünü dile getirdi.

 

İnsanların süt tüketmeye ancak kaliteli süt üretilerek ikna edilebileceğini dile getiren DeLaval Türkiye Genel Müdürü William Smits, "Biz de firma olarak bu amaçla çalışıyoruz. Hayvanın barınma ve beslenme şartlarından, sütün taşınma, işlenme tekniklerine kadar her aşama kaliteye etki ediyor. 12 yıldır en iyi kalite ürünleri ve servis hizmetini sunmaya çalışıyoruz" dedi.

 

Sütaş AŞ Tarım Grup Başkanı Olgun Ergüz ise, Türkiye'de üretilen sütün ancak yüzde 40'ının kayıt içinde olduğuna dikkat çekerek son dönemde çiftlik boyutlarının büyümesi, suni tohumlama sayısının artması ve sektörün teknolojik gelişmelerden daha fazla yararlanması gibi gelişmeler yaşadığını ama daha alınması gereken uzun bir yol olduğunu ifade etti.