Sektörler iklim koşullarına uymalı

11.03.2007
  •  A 
ATO Başkanı Sinan Aygün, küresel ısınmanın etkilerinin, sanayi ve ticaret üzerinde hissedilmeye başlandığını açıklayarak bütün sektörlerin, koşullara göre kendini konumlandırmak zorunda olduğunu belirtti.

ATO Başkanı Sinan Aygün, küresel ısınmanın etkilerinin, sanayi ve ticaret üzerinde hissedilmeye başlandığını açıkladı. Aygün, bütün sektörlerin, koşullara göre kendini konumlandırmak zorunda olduğunu belirtti.

 

Ankara Ticaret Odası'nca yapılan çalışma, küresel ısınmanın, Türkiye'de sektörlerin ezberini bozduğunu ortaya koydu. Mevsim normallerinin üstünde seyreden hava sıcaklığı, sektörlerin birçoğunda satışların düşmesine neden oldu.

 

Ankara Ticaret Odası'nın 63 meslek komitesi raporlarından yola çıkarak hazırladığı 'Küresel Isınmanın Sektörlere Etkisi' konulu çalışma, Türkiye'nin en sıcak kışlarından birini yaşadığı 2006 yılı ile en sıcak yazlarından birini yaşayacağı 2007 yılında iklim değişikliğinin sektörler üzerinde yaptığı ve yapması beklenen etkilerini ortaya koydu.

 

Çalışmaya göre, küresel ısınma nedeniyle kış mevsiminde sıcak giden havalar, ilk olarak tekstil ve hazır giyim sektörünü etkiledi. Palto, kaban, kazak gibi kışlık giysilere ilgi gösterilmezken, ürünler üreticilerin depolarında, satıcıların da elinde kaldı. Palto, kaban, kazak satışları yüzde 70 oranında geriledi.

 

Kar yağmaması yüzünden kaşkol, şapka, eldiven ve şemsiyeler de satılamayıp elde kaldı. Küresel ısınmadan çizme ve bot türü kışlık ayakkabı üreticileri ile satıcıları da etkilendi.

 

Kömür, fuel oil ve kalorifer yakıt tüketimi

Sıcak geçen kış ayları kömür satışlarını da etkiledi. Kömür satışlarında yüzde 70 seviyesinde görülen gerileme, kömüre talebin azalmasıyla özellikle ithalatçıları sıkıntıya soktu.

    

Sıcak giden kış, fuel oil ve kalorifer yakıt tüketimini de düşürdü. Petrol Sanayi Derneği verilerine göre, 2006 yılında fuel oil tüketimi 2005 yılına göre, yüzde 28 seviyesinde azalarak yaklaşık 2.5 milyon ton olarak gerçekleşti.

    

Kalorifer yakıtı tüketiminde 2005 yılına göre gerileme yüzde 21 olarak gerçekleşti. 2006 yılında toplam 483 bin ton kalorifer yakıtı tüketildi.

    

Elektrikli soba, ısıtıcı, kömür ve odun sobası satışları geçtiğimiz yıla oranla yüzde 30 seviyesinde geriledi. Kombi satışlarında da azalma yaşandı.

    

Otomobil yedek parça

 

Araç sahiplerinin otomobillerini kış koşullarında daha rahat kullanmak için aldıkları kış lastikleri bu kış rağbet görmedi. Markaların satışı artırmak için kampanya yapmalarına karşın, kış lastiği satışları yüzde 75 seviyesinde geriledi.

    

Bu kış, otomobil yedek parça satışları yüzde 25 seviyesinde düştü. Kış aylarında artış gösteren akü ve jant satışları da bu kış durma noktasına geldi.

    

Mevsim normallerinden sıcak geçen kış ayları kışlık kumaş ve bez satışlarını geriletti. Manifaturacılar, geçtiğimiz yıla oranla yüzde 25 daha az satış yapabildi. Tuhafiyecilerin iş hacminde geçtiğimiz yıla oranla yüzde 35'lik azalma görüldü.

    

Havaların sıcak seyretmesi, yorgan ve battaniyeler başta olmak üzere evlerde kışın ihtiyaç hissedilen eşyalarına ihtiyacı azalttı. Bu alanda da satışlar geçtiğimiz yıla oranla yüzde 50 seviyesinde azaldı.

    

Küresel ısınmanın sonuçlarından biri olan ve Türkiye'nin bazı bölgelerinde yaşanan sel felaketleri sigorta şirketlerinin tazmin ettiği zararları artırdı. İklim değişikliğinin sigortacılık sektörüne etkilerinin devam edeceği, Türkiye'de son 5 yılda doğal afetler nedeniyle 133 milyon YTL zarar tazmini yapan sigorta şirketlerinin gelecek yıllarda tazmin edeceği zararın daha da artacağı, bu nedenle sigorta poliçelerinde primlerin yükseleceği belirtiliyor.

    

Gıda ve ihtiyaç maddeleri

Küresel ısınmanın ilk etkisini gıda ve ihtiyaç maddeleri perakende satıcıları gördü. Soğuk kış aylarında daha çok tüketilen tahin, pekmez, helva gibi enerji veren gıdalarla, kuru fasulye, nohut gibi kış aylarında tüketilen kuru bakliyat satışlarında düşüş görüldü.

    

Yağışsız geçen kış ayları, tahıl üretimi başta olmak üzere, erik, kiraz, kayısı, pamuk, zeytin ve üzüm üretimini sekteye uğrattı.

    

Kışlık tahıllarda rekoltenin en az yüzde 10-15 seviyesinde düşeceği tahmin ediliyor.

    

Kuraklığın etkisiyle yem fiyatları yükseldi. Kilosu 20-25 YKr'a satılan arpa 35-38 YKr'a satılmaya başladı. Kümeslerde besin maddesi olarak kullanılan mısırın kilosu 34 YKr'tan 43 YKr'a yükseldi. Buğdayın kilosu ise 37 YKr'tan 45-46 YKr'a çıktı.

    

Küresel ısınma, bazı sektörlerin de yüzünü güldürdü. Mevsim normallerinin üzerinde sıcaklığın görüldüğü kış ayları, bazı sektörlerde işlerin artmasına yol açtı:

 

Gözlükçüler:  Güneş gözlüğünü erkenden satın alanlar, bu kış satışların yüzde 20 artmasına yol açtı.

    

Boya Satıcıları: Havaların güzel gitmesi, binalarda boya badana işlerinin kışın da sürmesine yol açtı. Bu kış boya satışları yüzde 15 oranında arttı.

    

Saraciye İmalatçıları: Havaların iyi gitmesi, bavul, çanta, cüzdan kemer üreten saraciye imalatçılarını da mutlu etti. Kış aylarında gerileyen satışlar, sıcak havalar nedeniyle bu yıl düşüş göstermedi. Geçen kışa oranla yüzde 10-20 oranında satış ve buna bağlı olarak da üretim arttı.

    

Keresteciler: Havaların normalden sıcak seyretmesi, kerestecilerin kış aylarında durma noktasına gelen işlerini az da olsa hareketlendirdi.

     

Yakıt Gideri: Doğal gaz tüketiminin en çok arttığı kış döneminde normalde günlük ortalama 135 milyon metre küp doğal gaz tüketilirken, bu yıl tüketim günlük ortalama 114-115 milyon metre küp seviyesine geriledi. Azalan doğal gaz tüketimi bütçelere yaradı.

    

ATO Başkanı Sinan Aygün, küresel ısınmanın etkilerinin, sanayi ve ticaret üzerinde hissedilmeye başlandığını dile getirdi.

    

Küresel ısınmanın sektörlerin ezberini bozduğunu belirten Aygün, bütün sektörlerin, değişen iklim koşullarına göre kendilerini konumlandırmak zorunda olduğunu belirtti.

    

Aygün, hükümet nezdinde küresel ısınmaya ve etkilerine yönelik hiçbir ciddi çalışmanın yapılmadığına işaret ett:

    

''Suyu ve enerjiyi daha az kullanmaya yönelik fikirlerin yanı sıra mesainin sabah 7'ye çekilmesi gibi uygulanamayacak önerilerle de gün kurtarılmaya çalışılıyor. Yarın, suyu ve enerjiyi daha az kullanmak için (suya ve elektriğe zam yapalım) diyecekler.

 

Mesaiyi erkene alıp, okul çağındaki çocukların sabahları anne babalarını işe uğurlamalarına yol açacak parlak fikirlerden başka, rasyonel, uygulanabilir ve bilimsel geçerliği olan hiçbir ciddi önlem konuşulmuyor.''