Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Dünya Bankası Bilgi Merkezi açıldı. TEPAV binasına kurulan Bilgi Merkezi’nin açılışı TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink ve TEPAV Direktörü Güven Sak tarafından gerçekleştirildi.
Açılıştan önce konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, son 4 yıldır Türkiye'de yaşanan yapısal dönüşümün ekonomik ivmenin kamu destekleri ya da kamu harcamalarından değil, şirketler kesiminin dinamiklerinden kaynaklandığı yeni bir ortamın ortaya çıkmasını sağladığını söyledi.
TOBB olarak bu yeni ortamı anlayıp, bu ortamda ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılacak politikalar üretmek amacıyla, bağımsız bir araştırma merkezine ihtiyaçları olduğunu gördüklerini belirten Hisarcıklıoğlu, bu ihtiyaç nedeniyle TEPAV'ı kurduklarını hatırlattı.
TEPAV'ın amaçlarından birisinin de dünyadaki benzer kurumlarla bilgi paylaşımı ve teknik işbirliğini geliştirmek olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, bu amaçla Dünya Bankası ile işbirliğine gittiklerini kaydetti. Hisarcıklıoğlu şunları söyledi:
''Dünya Bankası, kalkınma konularıyla ilgilenen ve sürdürülebilir kalkınma için bilgi paylaşımının önemine inanan bir kuruluştur. TEPAV ve Dünya Bankasının bilgi paylaşımı konusundaki ortaklığı bu bilgi merkezi projesini ortaya çıkarmıştır.
Bilgi merkezi, Dünya Bankası çalışmalarının, proje, rapor ve yayınların TEPAV vasıtasıyla çok geniş bir kitleye yayılmasını amaçlamaktadır. Ben bu merkezin kısa sürede gelişeceğini ve özellikle kalkınma konusunda Türkiye'nin en güçlü referans noktalarından birisi haline geleceğine inanıyorum.''
Açılışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, bugün açıklanan AB İlerleme Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken, ''Yine son dakika Avrupa Birliği aklı selimle hareket edip bu müzakerelerin akamete uğramamasını sağlayacaktır'' dedi.
Bir gazetecinin bugün açıklanan AB İlerleme Raporu'nda, Türkiye'nin limanlarını 14-15 Aralık 2006 tarihinde toplanacak liderler zirvesine kadar Güney Kıbrıs Rum kesimine açması için süre tanındığının hazırlatılması üzerine Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bu konuda somut ve net olarak görüşlerini ortaya koyduğunu söyledi.
2004 yılı Nisan ayında AB'nin Güney Kıbrıs Rum kesimini tam üye yapmasının uluslararası hukuka uygun olmadığını daha önce söylediklerini belirten Hisarcıklıoğlu, AB'nin şu anda kendi içinde problemli olan bir kesimi topluluğa aldığını söyledi. Bu problemi çıkarının Türk tarafı değil, tam tersi AB olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, bu işin AB'nin başını ağrıtacağını o zaman söylediklerini tekrarladı. Annan Planı'na KKTC tarafının evet demesi halinde KKTC'ye uygulanan ambargonun kaldırılarak dünya ekonomisine entegrasyonun sağlanması ve mali yardımların başlamasına ilişkin ifadelerde bulunulduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, şöyle dedi:
''Fakat o tarihten bu tarafa hiçbir gelişme olmadı. Şimdi bir tarafın verdiği sözler söz oluyor da bir tarafın verdiği sözler söz olmuyor mu acaba? İki taraf da karşılıklı olarak verdiği sözleri tutmak zorunda.
Türkiye, bu çerçevede, KKTC üzerindeki ekonomik ambargo kaldırılarak dünya ekonomisine entegrasyonu sağlanır ve mali yardımlar başlarsa Güney Kıbrıs Rum kesimine ait olan gemilere limanlarını açacağını ifade etmişti. Bundan başka hiçbir siyasetçinin zaten yapacağı bir şey yok. Daha geriye gidemez. Türkiye'de hiçbir siyasetçi geriye gidemez. Yani bu sadece seçim malzemesi değil, bu Türkiye'nin meselesi. Türkiye'nin meselesi olduğu için bundan dolayı kimse geriye gidemez.
Ben tahmin ediyorum, yine son dakika AB aklı selimle hareket edip bu müzakerelerin akamete uğramamasını sağlayacaktır. Buna inanıyorum. Dün Brüksel'deydim aşağı yukarı aldığım bilgiler bu çerçevede gelişeceği doğrultusunda. Tabii bu belli olmaz.''
2004'de bütün dünya kamuoyunda Türkiye'nin bu konuda haklı konumda olmasına karşın bugün yavaş yavaş haksız konuma gelmeye başladığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, bunun Türkiye'nin haklılığını anlatmaya devam etmemesinden kaynaklandığını bildirdi. Bu haklılığın gerek halk, gerek siyasi liderler nezdinde her fırsatta anlatılıyor olması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, bunun da iç kamuoyuna yönelik değil, dış kamuoyuna yönelik olarak yapılması gerektiğini bildirdi.
Bu konuda sivil toplum kuruluşlarından, meslek örgütlerine kadar herkese görev düştüğünü vurgulayan Hisarcıklıoğlu, bir soru üzerine gelinen noktada ilişkilerde herhangi bir ''kriz beklemediğini'' söyledi. Hisarcıklıoğlu, ''Daha bunun Aralık ayı var. O zamana kadarki süre içinde bu işin makul tarafının ortaya çıkacağı inancı içindeyim'' dedi.
Yaşananlardan çok etkilenmemek gerektiğini de belirten Hisarcıklıoğlu, ''Ne beklerseniz onu görürsünüz. Kötüyü beklerseniz kötüyü, iyiyi beklerseniz iyiyi görürsünüz'' diye konuştu.
Cari açık konusundaki bir soruya verdiği yanıtta ise ekonomi büyüdükçe cari açığı küçültmenin mümkün olmadığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, bunun için tedbirlerin var olduğunu kaydetti.
4 seneden bu yana Türkiye'nin bir sanayi politikasının olmadığını ifade ettiklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, şöyle dedi: ''Türkiye'nin ihracatı arttıkça cari açığı artıyor. Çünkü sanayimiz tamamıyla ithalata bağlı olarak büyüyor. İhracatımız ithalata dayalı olarak büyüyor. Türkiye'nin orta vadede yapısal tedbiri, sanayi politikası, sanayi stratejisi yok. Bunu ortaya koymamız lazım. Bu noktada TOBB olarak biz her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumuz her ortamda ifade ediyoruz. Bu günde ifade ediyoruz.''
- DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DİREKTÖRÜ ANDREW VORKINK –
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, özellikle içinde yaşanılan yüzyılda bir 'bilgi devrimi' yaşandığına işaret ederken, bilgi paylaşımının, eskisinden çok daha büyük bir önem taşıdığını söyledi.
Vorkink, Türkçe olarak yaptığı konuşmasında, bilgilerin paylaşımının; kalkınma konularıyla ilgili tartışmaları teşvik etme ve bu konudaki anlayışı geliştirmenin yanı sıra kalkınma sürecindeki şeffaflığı ve sorumluluğu arttırdığını söyledi.
Vorkink, bilgi paylaşımının aynı zamanda, özellikle Dünya Bankasının çeşitli ülkelerde, Hükümetler, Akademik Topluluklar, Sivil Toplum Örgütleri, Medya ve buna benzer kuruluşlar ile birlikte gerçekleştirmekte olduğu çalışmalarla ilgili destek projelerinin kalitesini de yükselttiğini vurguladı.
Dünya Bankasının, 2003 yılından bu yana, bilgi birikimi ve bilgi kaynaklarını paylaşmak suretiyle, müşterilerine daha iyi hizmet vermek amacıyla dünyanın dört bir yanındaki geleneksel arşiv kütüphanelerini Bilgi Merkezlerine dönüştürdüğünü belirten Vorkink, bunu gerçekleştirirken, diğer ülkelerde benzer araştırmalarla ilgilenen kurumlarla oluşturulan ortaklıklar sonucunda elde edilen deneyimlerin, Bankanın Bilgi Merkezini, başka bir kurum içinde inşa etmesinin daha başarılı olduğunu gösterdiğini söyledi.
Vorkink, Ankara'daki bu Bilgi Merkezinin, Dünya Bankasının çalışmalarını mümkün olan en geniş topluluğa yayma kapsamında, Bankanın sahip olduğu bilgileri halka açmayı hedeflediğini kaydetti.
TEPAV bünyesindeki Merkezin, ''Kalkınma'' konusunda, Türkiye'nin en güçlü odak noktalarından birisi haline gelmeyi hedeflediğini belirten Vorkink, Merkezin sunacağı hizmetleri ise şöyle sıraladı: "Dünya Bankası proje dokümanları, rapor ve yayınlarına online erişim, internette kalkınma ve araştırma sitelerine erişim, kalkınma konusunda özel doküman derlemelerine erişim, Banka'nın yanı sıra diğer uluslararası kuruluşlar, Hükümetler ve Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yayınlanan kalkınma ile ilgili yayınlara erişim. Kullanıcıların derlemeyi görmelerine olanak tanıyan kapsamlı bir katalog sistemine erişim."
Bu arada Türkiye'deki görev süresinin sona ermesi nedeniyle gelecek hafta Türkiye'den ayrılacak olan Vorkink, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ''Vorkink'in bir yıl sonra İstanbul'da çalışacağını, kendisini Ankara'dan İstanbul'a kaptırdıklarını söyleyip Beşiktaş taraftarı olduğunu'' hatırlatması üzerine, Beşiktaş'ın lig şampiyonluğunu kazanacağını söyledi.