Fransa, Ortaçağ’a geri dönüyor

13.10.2006
  •  A 
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Fransa Meclisi’nde kabul edilen sözde Ermeni Soykırım Yasası’na ilişkin olarak yaptığı açıklamada “Fransa, hukuk ve vicdan sınavında sınıfta kalmıştır” dedi.

TOBB Hisarcıklıoğlu: “Fransız Ulusal Meclisinde bu tasarının onaylanmış olmasından, Türk ve Fransız halkının istifade sağlaması mümkün değildir. Ermeni vatandaşlarımızın, Ermenistan’ın ve Türkiye dahil Ermenistan dışında yaşayan Ermeniler için de bu gelişmeden sağlanacak bir fayda yoktur.”

 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Fransa Meclisi’nde kabul edilen sözde Ermeni Soykırım Yasası’na ilişkin olarak yaptığı açıklamada “Fransa Ulusal Meclisi, hukuk ve vicdan sınavında sınıfta kalmıştır” dedi.

 

Hisarcıklıoğlu’nun açıklaması şöyle;

“Bugün onaylamış olduğu tasarıyla Fransa Ulusal Meclisi, hukuk ve vicdan sınavında sınıfta kalmıştır. Bu kararından dolayı, Fransa Ulusal Meclisini şiddetle kınıyoruz. Bu karar, insanlığa insan hakları ve hukuk devleti gibi alanlarda katkı sağlamış Fransa’nın tarihine kara bir sayfa olarak geçecektir. Rasyonalizmin beşiği olan Fransa, bu kararla tercihini aklın aydınlığı yerine akıldışının karanlığı yönünde kullanmıştır. Bu, Fransa’nın Ortaçağa geri dönüşünün başlangıcıdır.

 

18 Ocak 2001 tarihinde, Fransa Senato’su kabul ettiği bir yasa ile Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı imparatorluğunda yaşanan üzücü olayların bir soykırım olduğunu kabul etti. Bir başka ifadeyle, Fransa 18 Ocak 2001 tarihinde, totaliter rejimlerin yaptığı gibi, bilim adamları ve tarihçilerin çalışmalarına ve arşivlerdeki belgelere aldırmaksızın, siyasal bir kararla “resmi tarih” yazmaya karar verdi.

 

12 Ekim 2006 tarihinde Fransa Ulusal Meclisi, 2001’deki yasayı bir adım daha ileri taşıyarak, “sözde Ermeni soykırımının tartışılmasını” suç haline getirdi. Bu adımla Fransa Ulusal Parlamentosu, yazdığı resmi tarihi tartışmaya açanları cezalandırmaya karar verdi.

 

Bunun anlamı şudur: Fransa Parlamentosu, kendi vatandaşlarına ve bilim adamlarına “sizlerin düşünmenize ve araştırma yapmanıza gerek yok, biz devlet olarak sizlerin yerine düşünürüz” demektedir. Hatta Parlamento daha da ileri giderek, “devletin yazdığı tarih dışında fikir beyan ederseniz, hapse girersiniz” tehdidini yapmaktadır. Konunun tarihçiler, bilim adamları arasında tartışılmasını hedefleyen bir yasa değişikliği önerisinin dahi reddedilmiş olması konunun vahameti hakkında fikir vermektedir.

 

Fransız Ulusal Meclisinde bu tasarının onaylanmış olmasından, Türk ve Fransız halkının istifade sağlaması mümkün değildir. Ermeni vatandaşlarımızın, Ermenistan’ın ve Türkiye dahil Ermenistan dışında yaşayan Ermeniler için de bu gelişmeden sağlanacak bir fayda yoktur.

 

Oysa bu tasarının yasallaşmasından fayda umanların başında önlerindeki ilk seçimi kazanmanın dışında hiçbir vizyonu olmayan bazı Fransız siyasetçileri gelmektedir. Fransız, Ermeni ve Türk halkı bu kararın oluşumunda yer almamıştır. 
 

Fransız iş çevrelerinin de bu konuda bizimle aynı görüşte ve dayanışma içinde olduklarını son temaslarımızda açıklıkla gördük.

 

Fransa Ulusal Meclisi bugün yanlış yapmıştır. Bu sürecin tüm sorumluluğu Fransız Ulusal Parlamentosuna aittir. Fransa Ulusal Parlamentosunun bu kararı, Türkiye’deki kamu idarelerini, açılacak ihalelere Fransız şirketlerini davet edemez hale getirmiştir.

 

İşadamları olarak ortadaki haksızlığa karşı mücadele irademizi bıkmadan ve usanmadan ortaya koymaya devam edeceğiz”