Hipermarketlere yeni yasa engeli

04.10.2006
  •  A 
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin mal verdikleri hipermarketlere yönelik sıkıntısı giderek artıyor. Marketlerin, mal aldığı firmalardan konser parasını bile istediği belirtiliyor

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin mal verdikleri hipermarketlere yönelik sıkıntısı giderek artıyor. Marketlerin, mal aldığı firmalardan konser parasını bile istediği belirtiliyor.

 

Büyük mağazaların raflarında yer alabilmek için 2 bin dolara kadar kira veren, sattıkları ürünün parasını altı ayda tahsil edebilen firmaların dertlerine bir yenisi daha eklendi. Dönem sonunda açık veren bazı hipermarketler sponsor oldukları konserin, bazı kişi ya da kuruluşlara yaptıkları yardımın faturasını da firmalara yüklemeye başladı.

 

Tedarikçi firmaların marketlerle yaşadıkları sorunları anlatan MÜSİAD Gıda ve Tarım Komitesi Başkanı Abdurrahman Kaan’a göre en büyük sorun ödemelerde yaşanıyor. En geç 10 gün içinde tüketilen et ve süt ürünlerinde bile vade süresi iki ay. Bazen iki aylık vade dolmasına rağmen süreyi 10 hatta 20 gün uzatanlar var. Bir hipermarketin rafında ürünün yer alması için kira gibi ayrı bir ücret alınıyor. Bu ücret ürün başına 2 bin dolara kadar çıkarken bazı hipermarketler her şubesi için ayrı ayrı bedel istiyor. Eğer bu ürün satma sırasında yapılan sözleşmelerde dikkat edilmezse tedarikçi, borçlu duruma bile düşebiliyor.

 

Raf kirasının dışında insert, mağazanın ortasında dikkat çekecek şekilde ürünlerin yerleştirildiği gondoldan bile ücret alınıyor. Büyük bir markette yapılan indirim de yine tedarikçiye yansıyor. Yeni açılacak bir şubeye ürün vermenin maliyeti ise 5 bin Euro’yu geçiyor. Bütün bu ödemeler bir araya geldiğinde tedarikçi firmanın büyük bir hipermarketteki cirosunun yüzde 30’una kadar ulaşabiliyor. Eğer tedarikçi bunu kabul etmezse diğer mağazalardaki veya farklı ürünlerindeki satışları düşürülebiliyor.

 

Türkiye’de son 10 yıldır bu uygulamalara fırsat tanınırken, aynı büyük marketin Avrupa’daki zincirlerinden ise böyle bir talep gelmiyor. Orada ürün satılırsa satılıyor, yoksa raftan çıkarılıyor. Aynı zamanda bir yerde yapılan büyük indirim, civardaki diğer marketleri de etkiliyor. Hipermarketlere ürün verenler açısından bir diğer sorun ise ekstra ödeme talepleri. Mağazalar bütçeleri açık verdiğinde mal veren firmalara ‘konser verdim, yardım yaptım’ diyerek ekstra fatura gönderiyor.

 

Yasa, firmaları rahatlatacak

Perakende sektörünü düzenlemek için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Büyük Mağazalar Kanun Tasarısı’ taslağı marketlerin tedarikçilerle alışverişine ilişkin hususlara da düzenleme getiriyor. Daha çok mağazaların büyüklüğü ve konumu ile ilgili tartışmalarla gündeme gelen ve halen Başbakanlık’ta bekleyen yasa taslağına göre, satın alma ve ödeme şartları belgeye dayalı olarak kararlaştırılacak. Böyle bir belgenin olmaması durumunda ise; satın aldıkları malların bedelini teslim tarihinden itibaren en geç 60. günde, taze etler ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerinin satış bedellerini teslim tarihinden itibaren en geç 30. günde, yaş sebze ve meyve ürünlerinin satış bedellerinin teslim tarihinden itibaren en geç 30. günde, 30 gün içinde bozulabilen veya günlük kaydıyla satılan besin ürünlerinin satış bedellerini teslim tarihinden itibaren en geç 15. günde ödemek zorunda. Tedarikçi veya üreticilere ürettirip satın aldıkları ürünleri kendi markaları altında satmaları halinde bu satışların toplamının, cirolarının yüzde 40’ını geçmemesi gerekiyor. Anlaşmalarında yoksa tedarikçi veya üreticiden hizmet, raf, katılım, reklam, anons bedeli ve benzeri uygulamalar adı altında herhangi bir ücret talep edilemeyecek.

 

Tedarikçilerin merakla beklediği ‘büyük mağazalar yasa tasarısı’nda ödeme koşulları ile ilgili düzenleme getirildiğini; ancak bunun anlaşma olmadığı durumları kapsadığını dile getiren Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği Başkanı Nuşin Oral, tedarikçilerin şikâyetlerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Mağazalar da, taksit uygulamaları, promosyonlar organize ediyor, kendilerini belirli oranda dengelemeye çalışıyorlar. Ancak bunların hepsi tüketicinin yararına olan gelişmeler.”

 

ABD küçük esnafı koruyor

ABD’de hipermarketlerin küçük esnafı yok etmesini önlemek için rekabet yasaları çok etkin şekilde kullanılıyor. Örneğin Sherman Yasası, ticareti kısıtlayacak her türlü anlaşma, birleşmenin yanı sıra, iç veya dış ticarette tekelleşmeye yol açacak her türlü faaliyeti yasaklıyor. Yasaya göre bir pazarda dağıtım kanalına yönelik olarak, nihai fiyat belirlemek, bazı alıcıları boykot etmek ve farklı fiyat uygulamaları yapmak yasak. Almanya’da ticaret mevzuatına göre şehir merkezinde hipermarket açılması yasaklanırken, mevcut hipermarketlerin çalışma saat ve günlerinde kısıtlamaya gidilmiş; ayda bir cumartesi hariç, cumartesi günü öğleden sonra ve pazar günleri çalışmalarına izin verilmiyor. Fransa’da bir bölgede perakendeye yönelik bir satış noktasının açılmasına izin vermek için; ilgili tüketici bölgesindeki toplam arz ve talep, bu bölgedeki ve ilgilendirdiği yerleşim alanlarındaki küçük ölçekli perakendecilere etkisi ve küçük perakendecilere yönelik rekabetin oluşum şartları göz önünde bulunduruluyor.

 

Bakkal niye tercih edilmiyor?

Türkiye Bakkallar Federasyonu’nun hazırladığı bir raporda tüketicilerin büyük marketleri tercih etmesinin sebepleri şöyle sıralanıyor: Büyük marketlerde daha çok markada aynı ürünün bulunabilmesi sonucu seçme hakkı ve kıyaslama imkanı var. Toptancılardan daha kârlı mal almaları sebebiyle düşük fiyattan satış yapıyorlar. Ayrıca her türlü ihtiyaç temininin yanı sıra oyun bölümleri, otopark ve cafe gibi hizmetler sunuluyor. Bakkallarda ise ürünler pahalı. Kredi kartı ile alışveriş imkanı sınırlı ve fiş-fatura hemen verilmiyor. Az personelin çalışmasından dolayı hizmet yavaş. İç dizayn eksikliğinden dolayı, müşteri ekmek gibi sadece ihtiyacı olan ürünü alıyor. 30-50 metrekarelik mağazalarda müşteri ürünle direkt temas edemiyor, sadece tezgâhın arkasından siparişini veriyor. Yanlış bilgi, bilinçsizlik ve psikolojik etkenler de bakkalların müşteriler nezdindeki diğer olumsuz imajları.

 

Abdulhamit Yıldız / ZAMAN