LİMAN ve LOJİSTİK SEKTÖRÜ ALİAĞA’DA BULUŞTU

LİMAN ve LOJİSTİK SEKTÖRÜ ALİAĞA’DA BULUŞTU
31.10.2014
  •  A 

Aliağa Ticaret Odası ile İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen “2. Aliağa Uluslararası Liman Yönetimi ve Lojistik Zirvesi”nde; Türkiye’deki limanların mevcut durumu ile lojistik merkezlerin önemi ele alındı.

Aliağa Ticaret Odası ve İzmir Deniz Ticaret Odası’nın iş birliğinde gerçekleşen 2.Aliağa Liman Yönetimi ve Lojistik Zirvesi, liman ve lojistik sektörünün sorunlarının belirlenmesi ve çözümler üretilmesi adına sektörün önde gelen firmalarını bir araya getirdi.
Zirvenin açılışında yapılan konuşmalarda; ülkenin dış ticaretinin yüzde 9’unun Aliağa’da gerçekleştiği ve Aliağa’daki mevcut limanların yanı sıra Petkim ve Çandarlı limanlarının da hizmete açılmasıyla başta karayolu olmak üzere büyük sıkıntıların yaşanacağı ifade edilerek, alt yapı sorunlarının bir an önce çözülmesi için çalışmalar yapılması istendi.

İzmir Bağımsız Milletvekili İlhan İşbilen, Aliağa Kaymakamı Bayram Yılmaz, Belediye Başkan Vekili Mehmet Ali Özkurt’un protokolde yer aldığı, yerli ve yabancı pek çok katılımcının yanı sıra Ege Üniversitesi, Ekonomi Üniversitesi ve Gediz Üniversitesi’nin ilgili bölüm öğrencileri de dinleyici olarak geniş katılım gösterdi.

Geçen yıl olduğu gibi bu yılda zirveye sektörden ulusal ve uluslararası birçok firmanın büyük ilgi gösterdiğini söyleyen Aliağa Ticaret Odası Başkanı Adnan Saka,”Gelişen liman ve lojistik alanlarıyla Aliağa limanlar bölgesi, sürekli artan bir ivme ile potansiyelini geliştiriyor. Bu nedenle Aliağa’daki liman yönetimi ve deniz ticaretindeki gelişmeler sadece İzmir için değil, Türkiye için de büyük önem arz ediyor” dedi.

ALİAĞA LİMANLARINDAN 10 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT

17 Milyar dolarlık Ege Bölgesi ihracatının yaklaşık 10 milyar dolarının Aliağa limanlarından gerçekleştirildiğini dile getiren Saka, “Bu rakamlar bölgemizde çok büyük bir potansiyelin olduğuna işaret ediyor. Yapımı devam eden Kuzey Ege Çandarlı Limanı ve Socar Turcas-Petkim’in yapacak olduğu limanlar ile yakın gelecekte Aliağa ülkenin önde gelen liman bölgelerinden biri olacaktır” dedi.


SAKA; ‘ALİAĞA İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ’

Büyük sanayi tesisleri, limanları, enerji üretim tesisleri, İzmir ve Manisa’daki organize sanayi bölgelerine yakınlığı nedeni ile Aliağa’nın konumunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Saka şöyle konuştu:”Aliağa limanlarına yılda 5 bin gemi geliyor. Kuzey Ege Çandarlı Limanı’nın devreye girmesiyle de Pire ve Malta limanlarının yüklerinden pay alınmaya çalışılacak. İzmir’e yapılacak olan lojistik köyün Aliağa dışında bir yere yapılması halinde yatırımcı ve bir çok kesim için bu durum fizibl olmayacak. Tüm bu nedenler ile birlikte Aliağa’nın stratejik konumu, ekonomik yapısı ve yatırımcıya sağladığı fırsatlarla lojistik üs olma potansiyeline sahip en uygun yer olduğunu düşünüyoruz ve bu konuda yetkililere, kuruluşlara gerekli girişimleri yapıyoruz. Ülkemizde şu an için bazı merkezler var. Ülkemizde şu an için Avrupa’daki gibi bir lojistik köyün karşılığı henüz yok. Biz Aliağa Ticaret Odası olarak deniz, demir ve karayolunun bir arada olduğu merkezlerde lojistik köylerin kurulması gerektiğine inanıyoruz.”


“ALT VE ÜST YAPI ULUSLARARASI STANDARTLARDA OLMALI”
Aliağa’da mevcut olan ve yapılacak olan liman yatırımları ile büyük bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Saka, “Aliağa Limanlarının büyük bir potansiyele sahip olmasına karşın liman bölgelerinde yaşanan geri saha yetersizliği, depolama, altyapı sorunları ve kara, otoyol ile demir yolu bağlantıları alanlarındaki eksiklikler gibi bazı sorunların en kısa sürede ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu sebeple gelişen Aliağa limanlarının planlamasının yapılarak geri hizmet alanlarının, limana giden demir ve kara yollarının uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi gerekmektedir. 2023 yılında 500 milyar dolar olan ihracat hedefine ulaşabilmemiz için ihracatın en önemli ayağı olan limanlarımızın alt yapı ve üst yapı olarak uluslar arası standartlara uygun olması gerekmektedir.”


“ALİAĞA-İZMİR ÇEVRE YOLU BİR AN ÖNCE TAMAMLANMALI”
“Büyük bir potansiyele sahip olan limanlar bölgemizin ileriyi görerek gelecek döneminin çok iyi planlanması gerekiyor. Aliağa’da var olan ticari ve ekonomik hareketlilik neticesinde, gün içerisinde özellikle ağır tonajlı araçlar Aliağa-İzmir Karayolu’nda oldukça fazla trafik yoğunluğuna neden olmaktadır. PETLİM limanı da devreye alınınca yılda 1 milyon tır daha bu yola ilave olacak ve yaşanacak trafik yoğunluğu içinden çıkılamaz hale gelerek mevcut karayolu bu kapasiteye cevap veremeyecektir. Bu sebeple biz Aliağa Ticaret Odası olarak gelecekte daha büyük sıkıntıların doğmaması adına Aliağa-İzmir Çevre Yolu’nun en kısa sürede bitirilmesi gerektiğini yetkililere raporlarla, projelerle ilettik ve bununda takipçisi olmaya devam ediyoruz” diyen Saka, bu yıl 2.si düzenlenen Aliağa Liman Yönetimi ve Lojistik Zirvesi’nin gelecek yıllarda daha kapsamlı ve geniş katılımlı bir şekilde düzenlenmeye devam edileceği sözünü verdi.


ALİAĞA BÜYÜK POTANSİYEL
Toplantının açılışında konuşan İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk’de bölge limanları ve sorunları-çözüm önerileri hakkında bilgi aktardı.
2013 yılı verilerine göre Türkiye’nin dış ticaretinin 152 milyar dolar ihracat, 252 milyar dolar ithalat olmak üzere yaklaşık 400 milyar dolar olduğunu söyledi. Ege Bölgesi incelendiğinde ithalat ve ihracat verilerinin 23 milyar dolar seviyelerinde olduğunun gözlemlendiğini vurgulayan Öztürk, bu oranın dış ticaretin yaklaşık yüzde 9’una denk geldiğini anlattı.

Konuyu Aliağa açısından değerlendiren Öztürk, “2013 yılı verilerine göre bölgede bulunan 13 adet iskele ile 40 milyon ton yük ve 466.000 TEU konteyner ile 2014 yılının ilk 6 ayındaki veriler yıl bazında değerlendirildiğinde 2013 yılının yaklaşık %5 ile 10 seviyesi üzerinde olacağı değerlendirilmektedir. Bölgede bahsettiğim bu 13 iskeleye ek olarak çok önemli yatırımlar gerçekleştirilmektedir. Bölgede Petkim, limancılık sektöründe hızlı adımlarla ilerlemekte olup, 2015-2030 yılları arası dönemi içinde projelendirilmiş bulunan Star Rafinerisi ve Petkim Konteyner Liman yatırımları ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Rafineride işlenecek ham petrol ve üretilecek petrol ürünleri bazındaki sıvı yükler için 4 adet parmak iskele yapılmasının plan dâhilinde olduğunu bilmekteyiz.

Ayrıca, İlk fazı 2015, ikinci fazı 2016 yılı sonunda devreye girecek Petkim Konteyner Limanı; planlandığı üzere başlangıçta yıllık 1,5 milyon TEU konteyner elleçleme kapasitesine sahip olacak, daha sonra bu kapasite 4 Milyon TEU’ya kadar çıkabilecektir.”
Bölgenin limancılık açısından taşıdığı potansiyelin yabancı yatırımcıların da dikkatini çektiğine işaret eden Öztürk, “Ege Gübre’nin ‘ev sahipliğini’ yaptığı konteyner terminalini dünyanın önde gelen limancılık işletmeleri arasında yer alan İspanyol Grup TCB işletirken, Petkim’in konteyner elleçleme bakımından güçlü bir yapıya kavuşturmayı hedeflediği limanını bu konuda dünyanın en büyüklerinden olan Hollandalı APM Terminals B.V. işletecektir” diye konuştu.

“ULAŞIM SORUNU ÇÖZÜLÜNCE NAVLUN UCUZLAYACAKTIR”
“Aliağa Organize Sanayi Bölgesi yatırımları ile İzmir-Çanakkale ve İzmir-İstanbul otoyolları tamamlandığında hem ulaşım kolaylaşacak hem de navlun ucuzlayacaktır” diyen Öztürk, Aliağa dolayısı ile İzmir’in ciddi anlamda büyük bir limanlar şehri havasına bürüneceğine dikkat çekti.
Aliağa’nın, önümüzdeki altı yılda Türkiye’nin limanlarında elleçlenen toplam yükün yüzde 20’sini elleçler konuma geleceğinin öngörüldüğünü, Çandarlı Limanı’nında hizmete girdiğinde bu bölgenin Türkiye’nin en önemli limancılık bölgesi olacağını vurgulayan Öztürk, şunları söyledi.
“Aliağa son 1 yıldır yaptığı atılımlar ve yeni planlanan yatırımlarla Türkiye’nin en önemli endüstri, ulaştırma, lojistik ve limancılık merkezi olmaktadır. Bilindiği üzere, Aliağa Nemrut Körfezi’nde 2010 yılında Ege Gübre ve Nemport Limanları Konteyner gemilerine hizmet vermeye başlamıştır. En ileri teknolojiye sahip elleçleme ekipmanı ile hizmet veren Ege Gübre ve Nemport Limanları bu sayede verimliliklerini üst seviyelere çıkartarak rekabetçi hale gelmiş ve daha öncesinde İzmir Alsancak Limanı’na çalışan 7 Uluslararası dev hattı Nemrut Körfezi’ne çekmeyi başarmıştır. Bugün bazı büyük firmalar gemilerini Nemrut Koyu’na yönlendirmektedir.

Yeterli su derinliği olmadığı için İzmir Limanı’na büyük tonajlı gemiler yanaşamazken su derinliği 27 metreyi bulan Aliağa’daki iskelelere büyük kapasiteli Post Panamax gemiler rahatlıkla yanaşabilmektedir. Nemrut Koyu’ndaki doğal olanaklar limanların sunduğu profesyonel hizmet ve teknolojik alt yapı ile birleşince, bölgede elleçlenen konteyner sayısı 3-4 yıl içinde 500 bin TEU’yu aşmış ve bu önemli katkıyla ve İzmir Limanı ile birlikte 1 milyon 300 bin TEU’ya ulaşmıştır. Bu arada Batı Çim’in Batı Liman’da iskele ve geri saha geliştirme projeleri uygulamaya konmuştur. Batı Liman sıvı, tehlikeli yüklerin elleçlenmesi bakımından farklılaşma ve uzmanlaşma içindedir.”

‘ALİAĞA LİMANLARI’NDA ALT YAPI EKSİKLİKLERİ BULUNUYOR’
Aliağa limanları ciddi altyapı eksiklikleri ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Öztürk, Nemrut limanlar bölgesindeki bağlantı yollarının satıh bozukluğu, trafik yoğunluğu can ve mal emniyeti bakımından ciddi riskler oluşturmaktadır. Şu anda limanlara giden ana yolun ve bağlantı yolunun yeterli olmaması ve plansız olmasından dolayı yoğun bir trafik sorunu yaşanmakta ve bununla birlikte geri hizmet ve depolama alanlarının yetersiz olması ya da hiç bulunmaması bölgede ciddi sorunlara neden olmaktadır. Petkim Limanı’nın faaliyete geçmesiyle, yılda 1 milyon konteyner TIR’ı daha trafiğe dâhil olacaktır. Günde ortalama 40 bin araç geçişinin olduğu yolda bugün dahi trafik yoğunluğunu karşılayamayan mevcut karayoluna günde ortalama 4 bin konteyner tırının daha ekleneceği düşünüldüğünde önümüzdeki süreçte Aliağa-İzmir karayolu inanılmaz bir yoğunluk ve risk altında olacak. Bu durumun kesinlikle sürdürülebilirliği yoktur ve bu durum limanların verimliliği bakımından da tam bir şişe-boynu niteliğinde kısıt oluşturmaktadır. Bu nedenle, Aliağa-İzmir çevre yolunun bir an önce tamamlanması ve bölgedeki demiryolu yatırımlarının acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir. Oda olarak bu konuyu yer aldığımız her faaliyette dile getirmekteyiz.”


LOJİSTİK MERKEZLER ÖNEMLİ
Lojistik merkezler doğru yapılandırıldığı ve işletildiği takdirde, öncelikle lojistik sektöründen başlayarak tüm ekonomiye yayılacak bir maliyet avantajının ortaya çıkacağına dikkat çeken Öztürk, bu durumun lojistik sektörünün büyümesine ve ekonomi içindeki payının artmasına yol açacağını söyledi.
“Ülkemizde planlanan tüm lojistik merkezler hizmete girdiğinde buralarda elleçlenen yükün ticari değerinin yıllık 40 milyar dolar olacağı öngörülmektedir” diyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durum Türkiye’nin ihracatının yaklaşık %25’i demektir. Bu merkezlerde ayrıca 26 milyon ton ilave taşıma, 8 milyon metrekare konteyner stoku ve elleçleme sahası, 9 bin kişilik istihdam sağlanacaktır. Oda olarak her platformda dile getirdiğimiz gibi lojistik merkezlerin özellikle Avrupa’daki Hamburg ve Rotterdam örneklerinde olduğu gibi, limanlara yakın ve entegre olacak şekilde planlanması gerekmektedir. Aliağa Bölgesi Petkim ve Çandarlı limanları ile bölgenin parlayan yıldızı olmaya devam edecektir.”


TURGUT DEMİR, ‘ÜLKEMİZ LABORATUVAR ÇÖPLÜĞÜ DURUMUNDA”
Türk Standartlar Enstitüsü Genel Sekreter Yardımcısı Turgut Demir de yaptığı konuşmada; özel sektörün sıkıntılarını bildiklerini ifade ederek, “TSE olarak, en gelişmiş cihazlarına, ülkemizin en iyi laboratuarlarına sahiptir. Bu laboratuar alt yapımızla özel sektörün hizmetindeyiz. Üzülerek söyleyeyim ülkemiz bir laboratuar çöplüğü halinde. Biz standart dağıtmıyoruz. Biz TSE olarak sizlerin çalışmalarınızın standartlaştırılmasında, standart hazırlanmasında işin sekreteryasını yapıyoruz. Sizler düşüncenizi olgunlaştırın TSE’ye getirin. Biz her zaman sizin çalışmalarınızın bir standarda oturması için çaba harcayacağız” dedi.


YATIRIMLARIN HEP AYNI NOKTALARA YAPILMASININ SAKINCALARI
Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü adına konuşan İsmail Hakkı Gedikoğlu ise yaptığı konuşmada, taşımacılığın çevre dostu olması gerektiğinin ifade ederek, ülkemizde taşımacılığın yüzde 78’inin karayolu ile yapıldığını, yatırımların belli noktalara yapılması nedeniyle, üretim noktalarına hammadde getirilmesi ve yapılan üretimin buralardan tüketim noktalarına taşınması büyük sorunlara yol açtığının altını çizerek, yatırımların aynı noktalara yapılmasının sakıncalarından söz etti.
Gedikoğlu, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün neden kurulması gerektiğini de ayrıntıları ile anlattı.

Zirve, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekan yardımcısı Prof. Dr. Durmuş Ali Deveci’nin oturum başkanlığını yaptığı “Aliağa’nın Liman ve Lojistik Alanında Gelişiminin Arttırılmasına Yönelik İhtiyaçları ve Çözüm Önerileri” konulu panel ile devam etti.
Öğleyin verilen yemek arasının ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Nas’ın yönetiminde “Liman Yönetiminde Kombine Taşımacılık ve Gümrük” ve Gediz Üniversitesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Funda Yercan’ın başkanlığında “Lojistik Köy/Merkez/Üs ve Tehlikeli Madde Lojistiği” konulu paneller ile devam etti.